SSD’lerin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte bu alandaki yeni eğilimler ne yönde olacak?
SSD disklerin yaygınlaşmasındaki en önemli etken olan GB başı maliyetin düşmesi ile birlikte bu önyargı aşıldı ve SSD ler dizüstü sistemlere kadar indiler. Flash tabanlı disklerin günümüz silikon teknolojisiyle gelebileceği en uç noktalardan birindeyiz. 20nm altında üretimin stabil ve verimli olmaması, 20nm bariyerinin aşılamaması üreticileri farklı arayışlara itti. SLC ve MLC tipte çiplerden sonra günümüzde TLC (TriLevelCell) çipleri konuşmaya başladık. Fakat bu da yeterli değil. Flash/NAND temelli teknolojiler artık yatayda değil, dikeyde büyüyecekler. Flash teknolojisinin geleceği RRAM, PCM, MRAM ve FeRAM gibi flash teknolojilerinde yatıyor. Gömülü ve mobil sistemlerde gördüğümüz gibi artık sunucu ve masaüstü sistemlerde ve hatta veri depolama ünitelerinde DIMM veri depolamaalanları, anakarta entegre flash birimler ve PCIe mimarisinde barınan diskler göreceğiz. HP, Panasonic, Samsung, Sony, Texas Instruments gibi geliştiriciler 20nm barajının yarattığı teknolojik durgunluğu bu sayede aşacaklar. Bunun yanında flash birimler artık yüksek kapasitelerde üretiliyor ve güç tüketimi/verimlilik ve sistem odasında yer sıkıntısından müzdarip kurum ve kuruluşlar artık daha verimli, daha yüksek kapasiteli ve daha az yer kaplayan alanları daha düşük toplam satınalma maliyeti ile satın alabiliyorlar. Performans olarak düşük vaatlerde bulunan üniteler soğuk depolama anlamında yeterli kapasiteye ulaştılar ve mekanik disklerin toplam satın alma maliyetini yakaladılar. Tamamen flash tabanlı disklere dayanan gerek performans gerekse depolama alanı amacıyla üretilen veri depolama üniteleri artık ulaşılmaz değil. Facebook ve Amazon gibi devler artık daha hızlı değil, daha yüksek kapasiteli ve ucuz SSD ler için üreticileri yönlendiriyorlar. Sektörün üretici tarafında ise işler daha hızlı yürüyor, dünya üzerinde flash tabanlı teknolojiler üzerine üretim yapan 500 civarı şirket var, bu şirketlerden ilk 10 içerisinde yer alan 7 şirket bir başkası tarafından satın alındı. Bu da bize flash tabanlı teknolojilerin ne kadar önemli olduğu hakkında fikir veriyor. Bütçem SSD için yeterli değil mantığı terkedildi, yeni yaklaşım, “SSD kullanmamak gibi bir lüksüm yok” şeklinde.
Veri depolama konusunda bulut bilişimin hayatımıza girmesiyle birlikte bu alandaki yeni eğilimleri paylaşır mısınız?
Bulut bilişimin ilerleyişinde dayandığı temel etkenlerden biri olan veri depolama sistemleri sunucu ve istemci tarafında uzun süredir yapılan sanallaştırmanın veri depolama sistemlerine de uygulanmaya başlamasıyla bulut mimarisi içerisinde belki de en kritik bileşen halini aldı. En önemli birleşen olarak veri depolamanın yetenekleri haliyle bulut mimarisinin yetenlerini kısıtlar veya artırır hale geldi. Bulut mimarisinde yeni eğilim yetenekli, ölçeklenebilir ve yönetim katmanında entegre çalışan sistemler yönünde. Sunucu sistemlerini artık Vmware, Hyper-V gibi sanallaştırma ortamları üzerinden yönetmek mümkün. Sunucu, veri depolama ve uygulama katmanında yönetim için farklı kaynaklara ihtiyaç duyulan günleri yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Artık sanallaştırılmış ortamları yöneten, sadece bir ürün grubuna bağlı olmayan sistem yöneticileri var. Sektördeki eğilim, kaynakların daha efektik kullanımı. Çalışanların iş yükünü azaltmak ve bilgi teknolojilerinin her kademesinde entegrasyonu, erişimi ve performansı arttırmak. 2014 yılında flash tabanlı sistemler replikasyon ve cluster yeteneklerine sahip ürünlerde kullanılacaklar. SDD’nin katma değeri katmanlandırma teknolojisi sayesinde bulut bilişim tarafında daha da artacak. Bilişim teknolojilerinin en durgun ayağı olan yedekleme, bulut bilişim için de aşılması gereken bir engel. Software Defined yani Yazılım odaklı kavramı veri depolama ve bulut bilişim için çok daha önemli bir hale gelecek. Bulut Mimarisinin maliyeti aşağı yönde seyrederken karmaşıklığı ve yetenekleri daha da artacak.
Şirket ve kurumların veri depolama konusundaki yatırımlarını ne şekilde yapmalarını önerirsiniz?
Veri depolama sistemi yatırımları günü kurtaracak çözümlerden ziyade ölçeklenebilir, kolay yönetilebilir ve Unified/Converged tabir edilen birleştirilmiş/dönüştürülmüş sistemlere yönelik yapılmalı. Günümüzde verinin kontrol edilemez büyüme hızı ve büyümenin yanında artan performans ihtiyacı ancak bu tarz sistemlerle giderilebilir. Modüler yapılar, sanallaştırılmış ve/veya ve birleştirilmiş sistemler kesinlikle tercih sebebi olmalı. Disk sistemlerinin önbellek, disk sayısı gibi fiziksel özelliklerinin yanında ileride sağlayacağı genişleme opsiyonları, sanallaştırma ortamları ile entegrasyonu, yönetim yazılımı yetenekleri, veri optimizasyonu konusunda getirdiği yenilikler tercih aşamasında kesinlikle göz önünde bulundurulmalı.
Depolanan verinin artmasıyla artan güvenlik ihtiyacı ne şekilde giderilebilir, önerileriniz nelerdir?
Hızla artan veri boyutunu gerek fiziksel gerekse mantıksal olarak ayrılmış ortamlara yedeklemek ve korumak mümkün. Yasalar çerçevesinde güvenli veri saklamak için veri depolama sistemlerinin vaat ettiği, belirli süre veriye erişimi kontrol eden, değişikliğe veya silinmeye karşı koruma sağlayan teknolojiler mevcut. Bunların haricinde teyp ünitelerinin alternatifi olarak geliştirilen sanal teyp kütüphaneleri de uzun vadeli veri saklanmasını, verinin fiziken ayrı bir ortamda erişimden uzak barınmasını sağlayabiliyor. İhtiyacın düzgün belirlenmesi ve çözüm sağlayacak doğru ürünün temin edilmesi en önemli olan konu. Günümüzde verinin her türlü güvenliğini sağlayabilecek donanım ve yazılıma sahibiz.
Veri Depolama
SSD’lerin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte bu alandaki yeni eğilimler ne yönde olacak?
SSD disklerin yaygınlaşmasındaki en önemli etken olan GB başı maliyetin düşmesi ile birlikte bu önyargı aşıldı ve SSD ler dizüstü sistemlere kadar indiler. Flash tabanlı disklerin günümüz silikon teknolojisiyle gelebileceği en uç noktalardan birindeyiz. 20nm altında üretimin stabil ve verimli olmaması, 20nm bariyerinin aşılamaması üreticileri farklı arayışlara itti. SLC ve MLC tipte çiplerden sonra günümüzde TLC (TriLevelCell) çipleri konuşmaya başladık. Fakat bu da yeterli değil. Flash/NAND temelli teknolojiler artık yatayda değil, dikeyde büyüyecekler. Flash teknolojisinin geleceği RRAM, PCM, MRAM ve FeRAM gibi flash teknolojilerinde yatıyor. Gömülü ve mobil sistemlerde gördüğümüz gibi artık sunucu ve masaüstü sistemlerde ve hatta veri depolama ünitelerinde DIMM veri depolama alanları, anakarta entegre flash birimler ve PCIe mimarisinde barınan diskler göreceğiz. HP, Panasonic, Samsung, Sony, Texas Instruments gibi geliştiriciler 20nm barajının yarattığı teknolojik durgunluğu bu sayede aşacaklar. Bunun yanında flash birimler artık yüksek kapasitelerde üretiliyor ve güç tüketimi/verimlilik ve sistem odasında yer sıkıntısından müzdarip kurum ve kuruluşlar artık daha verimli, daha yüksek kapasiteli ve daha az yer kaplayan alanları daha düşük toplam satınalma maliyeti ile satın alabiliyorlar. Performans olarak düşük vaatlerde bulunan üniteler soğuk depolama anlamında yeterli kapasiteye ulaştılar ve mekanik disklerin toplam satın alma maliyetini yakaladılar. Tamamen flash tabanlı disklere dayanan gerek performans gerekse depolama alanı amacıyla üretilen veri depolama üniteleri artık ulaşılmaz değil. Facebook ve Amazon gibi devler artık daha hızlı değil, daha yüksek kapasiteli ve ucuz SSD ler için üreticileri yönlendiriyorlar. Sektörün üretici tarafında ise işler daha hızlı yürüyor, dünya üzerinde flash tabanlı teknolojiler üzerine üretim yapan 500 civarı şirket var, bu şirketlerden ilk 10 içerisinde yer alan 7 şirket bir başkası tarafından satın alındı. Bu da bize flash tabanlı teknolojilerin ne kadar önemli olduğu hakkında fikir veriyor. Bütçem SSD için yeterli değil mantığı terkedildi, yeni yaklaşım, “SSD kullanmamak gibi bir lüksüm yok” şeklinde.
Veri depolama konusunda bulut bilişimin hayatımıza girmesiyle birlikte bu alandaki yeni eğilimleri paylaşır mısınız?
Bulut bilişimin ilerleyişinde dayandığı temel etkenlerden biri olan veri depolama sistemleri sunucu ve istemci tarafında uzun süredir yapılan sanallaştırmanın veri depolama sistemlerine de uygulanmaya başlamasıyla bulut mimarisi içerisinde belki de en kritik bileşen halini aldı. En önemli birleşen olarak veri depolamanın yetenekleri haliyle bulut mimarisinin yetenlerini kısıtlar veya artırır hale geldi. Bulut mimarisinde yeni eğilim yetenekli, ölçeklenebilir ve yönetim katmanında entegre çalışan sistemler yönünde. Sunucu sistemlerini artık Vmware, Hyper-V gibi sanallaştırma ortamları üzerinden yönetmek mümkün. Sunucu, veri depolama ve uygulama katmanında yönetim için farklı kaynaklara ihtiyaç duyulan günleri yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Artık sanallaştırılmış ortamları yöneten, sadece bir ürün grubuna bağlı olmayan sistem yöneticileri var. Sektördeki eğilim, kaynakların daha efektik kullanımı. Çalışanların iş yükünü azaltmak ve bilgi teknolojilerinin her kademesinde entegrasyonu, erişimi ve performansı arttırmak. 2014 yılında flash tabanlı sistemler replikasyon ve cluster yeteneklerine sahip ürünlerde kullanılacaklar. SDD’nin katma değeri katmanlandırma teknolojisi sayesinde bulut bilişim tarafında daha da artacak. Bilişim teknolojilerinin en durgun ayağı olan yedekleme, bulut bilişim için de aşılması gereken bir engel. Software Defined yani Yazılım odaklı kavramı veri depolama ve bulut bilişim için çok daha önemli bir hale gelecek. Bulut Mimarisinin maliyeti aşağı yönde seyrederken karmaşıklığı ve yetenekleri daha da artacak.
Şirket ve kurumların veri depolama konusundaki yatırımlarını ne şekilde yapmalarını önerirsiniz?
Veri depolama sistemi yatırımları günü kurtaracak çözümlerden ziyade ölçeklenebilir, kolay yönetilebilir ve Unified/Converged tabir edilen birleştirilmiş/dönüştürülmüş sistemlere yönelik yapılmalı. Günümüzde verinin kontrol edilemez büyüme hızı ve büyümenin yanında artan performans ihtiyacı ancak bu tarz sistemlerle giderilebilir. Modüler yapılar, sanallaştırılmış ve/veya ve birleştirilmiş sistemler kesinlikle tercih sebebi olmalı. Disk sistemlerinin önbellek, disk sayısı gibi fiziksel özelliklerinin yanında ileride sağlayacağı genişleme opsiyonları, sanallaştırma ortamları ile entegrasyonu, yönetim yazılımı yetenekleri, veri optimizasyonu konusunda getirdiği yenilikler tercih aşamasında kesinlikle göz önünde bulundurulmalı.
Depolanan verinin artmasıyla artan güvenlik ihtiyacı ne şekilde giderilebilir, önerileriniz nelerdir?
Hızla artan veri boyutunu gerek fiziksel gerekse mantıksal olarak ayrılmış ortamlara yedeklemek ve korumak mümkün. Yasalar çerçevesinde güvenli veri saklamak için veri depolama sistemlerinin vaat ettiği, belirli süre veriye erişimi kontrol eden, değişikliğe veya silinmeye karşı koruma sağlayan teknolojiler mevcut. Bunların haricinde teyp ünitelerinin alternatifi olarak geliştirilen sanal teyp kütüphaneleri de uzun vadeli veri saklanmasını, verinin fiziken ayrı bir ortamda erişimden uzak barınmasını sağlayabiliyor. İhtiyacın düzgün belirlenmesi ve çözüm sağlayacak doğru ürünün temin edilmesi en önemli olan konu. Günümüzde verinin her türlü güvenliğini sağlayabilecek donanım ve yazılıma sahibiz.